Skip to main content

bir gece yarısı saçmalaması


sevmezken ve sevilmezken

büyük şehirlerde gece karanlığında yıldızları göremezsin

bulanık simalarda sıkkın gözaltlarında sana ulaşacak bir sempati

ya da insanlığa evrilecek bir potansiyel bulamazsın

ancak her gözenekte

ve her yaşlılık öncesi oluşmuş kırışıklıkta havadaki kir ve pusun izini sürebilir

ağzının sağ tarafındaki ince kırışıklıkların sayısından bir hikaye çizebilirsin

o zaman ki geceleri uyumadan düşler kurmaya başladığında 

bir insanoğlunun kıvırcık saçları hayallerinin yerini tuttuğunda

bir çift kolda utanmazca kendin olabildiğinde

ve sevgilinin çillerini saymaya başladığında

şehirlere sığamazsın

gece gökyüzüne baktığında hiçbir yıldız gözükmez ama sen kendi yıldızını ararsın onca şeyin arasında

bir yıldız çizersin kendine ve tam üstündeki semaya yerleştirirsin

o büyükşehirde otobüsle yanından geçtiğin bir dükkan tabelasının fotoğrafını çekersin

bir mantıcıyı, bir kitapçıyı, bir apartman girişini ya da onun adının geçtiği kırmızı bir tabelayı izlersin

her adımınla onu anarsın

önceden yetişemediğin bu koca birliktelik seni bir şekilde içine alır

büyükşehir artık senindir

ancak adımların seni başka kıtalarda da 

günin başka saatlerinde de ona götürür

çünkü gözlerini gözlerine kenetlediğinde büyükşehirler değil dünyalar senin oluyordur






Comments